KOAH’nın ihmale gelmez 3 belirtisi!
Dünya genelinde her 10 kişiden birini etkileyen ve her yıl yaklaşık 3 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden olan KOAH son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim, 20 Kasım Dünya KOAH Günü kapsamında yaptığı açıklamada, KOAH hakkında bilinmesi gereken 5 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
KOAH oluşumuna neden olan en önemli risk faktörü tütün ve tütün ürünleridir. KOAH hastalarının yaklaşık yüzde 80’i sigara içen kişilerdir. Sigara, nargile, puro, pipo gibi ürünler KOAH gelişimine neden olmaktadır. Son yıllarda özellikle gençler arasında kullanımı hızla yaygınlaşan elektronik sigarada çok ciddi bir diğer tehlikedir Gebelikte sigara içilmesi ise anne karnındaki bebek için de doğrudan risk oluşturmaktadır. Sigara içen annelerde erken doğum, bebeklerde düşük doğum ağırlığı daha sıktır, ayrıca akciğer gelişimi olumsuz etkilenir ve akciğer enfeksiyonları daha sık görülür. Bu bebeklerin ileri yaşlarda beklenen akciğer fonksiyonlarına ulaşmaları zorlaşmaktadır.
Pasif içicilik de çok ciddi risk oluşturuyor!
Sigara yalnızca içeni değil aynı ortamda bulunan diğer insanları da riske atmaktadır. Sigara dumanı, zararlı gaz ve parçacıklar hava yollarında (bronşlarda) daralma, akciğer dokusunda harabiyet ve hava keseklerinde (alveollerde) genişleme gibi yapısal değişikliklere neden olmaktadır. Sigara içmeyenlerin, sigara içilen ortamdaki dumana maruz kalması ‘pasif sigara dumanı maruziyeti’ olarak tanımlanır. Pasif sigara dumanı maruziyeti olan kişilerde KOAH gelişme riski artmaktadır. Bu nedenle tütün ve tütün ürünleri içilen ortamlardan uzak durmak son derece önemlidir.
Duman, gaz ve toza maruz kalmak KOAH nedeni!
İç ortamdaki hava kirliliği KOAH için önemli bir risk faktörüdür. Evlerde ısınma ve pişirme amacıyla kullanılan odun, kömür ve çalı, çırpı, bitki sapları, hayvan gübresi, tezek gibi organik yakıtlardan (biomass) çıkan duman ve zararlı parçacıklar, sigara içmeyenlerde görülen KOAH’dan büyük oranda sorumludur. Özellikle düşük gelir düzeyine sahip toplumlarda biomass kullanımı çok yaygındır. Dünya genelinde yaklaşık 3 milyar kişi evinde biomass ve kömür kullanmaktadır. Maden işçiliği, metal işçiliği, odun/kâğıt üretimi, çimento, tahıl, tekstil işçiliği KOAH riskinin arttığı meslekler arasındadır. Bu kişiler sigara içmedikleri halde KOAH riski taşımaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalarda; hava kirliğinin arttığı dönemlerde KOAH hastalarında akut alevlenme ve ölüm oranlarının da arttığı gösterilmiştir.
Bu belirtilerle kendini gösteriyor!
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim “KOAH hastalarında en sık görülen belirtiler; nefes darlığı, öksürük ve balgamdır. Şikayetler sinsi bir şekilde başlar ve giderek şiddetlenir. Nefes darlığı; hastalığın erken dönemlerinde sadece efor sırasında ortaya çıkmakta iken, hastalık ilerledikçe hastalar konuşurken bile nefes almakta zorlanmaya başlar, sık sık nefes darlığı atakları nedeniyle hastaneye yatmak zorunda kalırlar. Sigara içen bir kişide özellikle öksürük, balgam şikayeti varsa, nefes almakta zorlanıyorsa KOAH’dan şüphelenilmelidir” diyor. KOAH tanısında hastanın şikayetleri, risk faktörlerinin varlığı ve fizik muayene bulgularının önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Sevim, kesin tanı için ‘Solunum Fonksiyon Testi’ ve ‘Nefes Ölçüm Testi’ yapılması gerektiğini, bu testlerin hava yollarındaki daralmayı gösterdiğini söylüyor.
Tedavide bu kurallara uyulması şart!
KOAH ilerleyici ve kalıcı bir hastalık olsa da, son yıllarda teknoloji ve tıptaki gelişmeler sayesinde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavi ile KOAH hastalarının şikayetleri, akut atak sıklığı ve ağırlığı azalır, hastanın yaşam kalitesi artar. Doç. Dr. Tülin Sevim “Tedavide en önemli adım, sigara, tütün ürünleri ya da elektronik sigaranın bırakılmasıdır. Ayrıca hastalar sigara içilen ortamlarda bulunmamalı, hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde sokağa çıkılmamalıdır. Akciğer enfeksiyonlarından korunmak için grip ve zatürre (pnömoni) aşıları düzenli olarak yapılmalıdır. KOAH’da solunum yollarını genişletmek ve hastanın şikayetlerini azaltmak için belli cihazların yardımıyla solunum yoluyla uygulanan nefes açıcı ilaçların doğru ve düzenli kullanılması çok önemlidir. İlaçlar dışında hastalığın ilerleyen dönemlerinde evde sürekli oksijen veya solunum cihazlarının kullanılması da gerekebilir. Bunların dışında, hastaların doktorlarının önerdiği şekilde düzenli egzersiz yapması, sağlıklı beslenmesi, akciğer rehabilitasyon programlarına katılması tedavinin önemli bir parçasıdır” diyor.